26 Temmuz 2011 Salı

Burası Ne Kadar Yeri Bilmem Ama; Yüreğim Sızladı... İşte Size Minik Can

İçime çöken yüreğime dokunan gırtlağıma düğümlenen bir yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum müsaadenizle ;


Nasıl birgündü tam olarak anımsamam mümkün değil. Malum yaş geçti artık hatırladıklarım az ama bazıları çok net. Seninle bunlardan birini paylaşmak istiyorum.

İçimde minicik bir Can ile kalktım o sabah yataktan, bana ait bir Can... Yüreğim sevgi doluydu ikinci kez anne olmanın heyecanı, dünyaya yeni bir eser getirmek, içimde bir su damlasından bir cevher yaratmak tüm bu düşünceler ruhumda, kalbimde eşsiz bir müziğin ritmine kapılmış dans ediyordu.

Gençtim o zamanlar, aşıktım, aşkımın bana aşık olması için belki de yeni bir şanstı ikimize ait bu tertemiz Can...

Heyecandan bir süre gizledim Can'ı, günler birbirini kovaladıkça Can içimde kendini daha da bir hissettirmeye başladıkça, çoşkun bir ırmak gibi dolup, taşan yüreğim tutamadı kendini döküldü ağzımdan müjdeli haber...

En neşeli, en mutlu halimle hayatımıza bir umut ışığı olsun ümidiyle verdiğim müjdeye aldığım cevap
' akşama geldiğimde bu piç alınmış olacak' oldu.

Benim içimde yepyeni bir Can'dı, piç ne kelime... Ruhumu aydınlatan, yerli yersiz yüzümü güldüren, bana anne, evladıma abla diyecek bir can.

Beynimde şimşekler çaktı, mideme bedenimden büyük bir taş oturdu, içimdeki Can huzursuzca kıpırdandı ve istenmediğini hissetmişçesine sessizce çekildi kuytu köşe bir yerlere...

Ben şaşkın Can benden şaşkın... Muhtemelen içimde söyleniyordu ' beni, siz istediniz, kendim gelmedim şimdi bu da ne demek' diye ... Cevabını veremeyeceğim sorular soruyordu içimde bu sebeple duymazdan geldim Can'ı...

Zaman su gibi akıp gidiyordu. Aylar sanki gün hızıyla geçiyor bana göre Can, ona göre piç karnımda gün geçtikçe büyüyordu. Belki de sessizce sonunu bekliyordu. Bana soramadan, sonunu bekliyordu. Dünyaya gözünü açacak mıydı, yoksa hiç bilemeyeceği dünyanın bir köşesinde tıbbi atık mı olacaktı?

Oysa, ben biliyordum ki içimde ki Can'dı. İnsan canından cayar mıydı? İçimde büyüyen Can gün geçtikçe beni de büyütüp, törpülüyordu gündüzleri kıpır kıpı ruhumu eğlendiren, konuşmalarıma minicik tepkileri, tekmeleri ile karşılık veren can akşamları o gelince yine bulduğu en kuytu köşeye kapanıp sessizce gecenin bitip sabahın olmasını ümit ediyordu.

Can, içimde sekizinci ayını doldurduğu zaman hala tehdit altındayım. Her sabah, belki bu sefer her şey güzel olur ümidiyle uğurladığım o, yine aynı yüreğimi yakan, yıkan cümleyi kuruyordu 'akşam geldiğimde bu karnında olmayacak'

Ben dünyada Can karnımda 9 ay mücadele verdik. Onca istenmemesine rağmen Can hayata tutunmayı bildi... Akşamları sessizce durup gündüzleri hayata ve ona inat çılgın gibi tepindi içimde 'sen korkma ben burdayım ve hep var olacağım' dedi bana....

İçime asıldı, ruhuma tutundu, sevgimle beslendi, sevgisiyle güç verdi. 9 ay sonra kucağıma verdiklerinde savaştan çıktığı her halinde belliydi, yorgun savaşçı kızım, bir sürü saçları, pespembe etiyle, teniyle kucağımda NİHAYET BAŞARDIM edasıyla yüzüme bakıyordu gözleri yarı açık yarı kapalı... Nasıl yorulduysa bu 9 aylık mücadele de ağlayacak hali yoktu. Sesi çıkmadan koynumda yatan Can, mücadelemizin eseri Can...

Ama verilecek son bir savaşım vardı bu sefer Can'ı karşıtırmadım işe... O, yine geldi yanıma madem lafım dinlenmedi bu doğdu o zaman adı sevgilimin adı olacak dedi... Müjgan!

Ben bunu kabul edemem, hem edersem Can büyüyüp genç kız olduğunda sormaz mı bana bunun hesabını, biz bunca mücadeleyi O'nun sevgilisinin adını yaşatayım diye mi verdik kadın demez mi?
Ben Can'ma baktıkça o kötü günleri anımsamaz mıyım? Hem ben bunca mücadeleyi vermişim burada mı yılacağım. Hayır! dedim adı Gülsün.

Yorgun, mücadeleci kızım adı, Gülsün.


Bazıları hayat mücadelesine daha Can iken başlar.  Bu şans mı, şanssızlık mı bunu bize zaman gösterir. Hayatın zaman zaman çıkmaz yollara zorlu dönemeçlere girebilir.
Sen ki bir su damlası, bir fasulye tanesi kadar küçükken başladın mücadeleye.... 9 ay dünyaya gözünü açmadan girdiğin mücadeleyi kazandın, şimdi mi kaybedeceksin?
Her başın sıkıştığında, her dara düştüğünde Can'ın mücadelesini düşün... elleri, ayakları, kaşı, gözü minnacık Can başardıysa Gülsün elbette başarır.

Annen Günay GÜRCAN


Mücadele Ruhu Buymuş Bu Ruh Bende Varmış Bunun Farkına Varmama Vesile Olan Annem'e Sosnuz Teşekkürler...

Sizde benim gibi birgün mücadeleden yorgun düşerseniz lütfen minik Can'ı düşünün o başardıysa hepimiz başarırız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder