10 Haziran 2011 Cuma

BÖ-BS


Bugün değişik bir farkındalık günü yaşıyorum. Ben bir süredir daha önce farkında olmadığım şeylerin fakına varır oldum. Öyle ki bunun farkında olduğumun farkına varmış olmam bile bunun bir göstergesi değil mi aslında… : )
Bir süredir daha dolu yaşadığımı hissediyorum.  Daha doluyum ruhum, beynim, kalbim hep meşgul zihnimde boşluk yok beynim tüm bakımlardan geçmiş tıkır tıkır çalışan bir makine gibi adeta…
Detaylar gözümden kaçmıyor,  dikkatim tavan yaptı, cümlelerim daha bir sağlam daha bir net bakışlarım parlıyor sanki. Bunları sadece ben fark etmiyorum üstelik çevremden de işitiyorum bu sözleri ‘sen parlıyorsun’ bu aralar diyorlar. Evet  bu his bende de var ama sebebi ne bulamıyorum.Bir süredir bunu düşünürken dün gece ZINK diye aklıma geldi bende ki bu fark aslında BÖ-BS farkı J
Nedir Allah aşkına bu BöBs?
Açıklıyorum,
BÖ-Blog Öncesi
BS-Blog Sonrası
:)
Benim hayatım artık böyle bir ayrıma uğradı benim miladım blogum buna artık çok eminim…
Ben yazı yazmaya başladığımdan beri gözlerim dört açık geziyorum sokaklarda,  her şeyi gözlemliyorum, değişik mekanlara girip çıkıyorum, değişik tatlara bakıyorum ve de en en önemlisi devamlı araştırıyorum,okuyorum,okuyorum. Okudukça daha ne kadar az şey bildiğimi fark edip daha çok okumam gerek diye düşünüp, daha çok daha çok… Okumam gereken ne kadar çok kitap, edinmem gereken ne kadar çok bilgi. Sonu olmayan bir yoldayım sanki öğrenmenin sonu yok.
Bazen düşünüyorum öyle bir sorumluluk yüklemişim ki kendime bu blogu açarak hep aklımda, devamlı yeni bir şeyler bulup paylaşmalıyım düşüncesi kafamda bu da hep yeni bilgiler edinmeye sevk ediyor beni. Ucu bucağı olmayan bir dehliz her yanı yeni ve keşfedilmeyi bekleyen bilgiler öğrenmeli ve paylaşmalıyım duygusu bütün benliğimi sarmış durumda… Bazen diyorum aman sanki kim okuyor ki, bu kadar telaş kim için, ne için? Sonra da diyorum bir kişi bile okusa tamamdır bana yeter.
Boş geçen zamanım kalmadı adeta, bugün bir arkadaşım senin galiba çok vaktin var çok sardın bu bloga dediği zaman düşündüm de çok mu zamanım var diye aslında yok yani eskiden yoktu ama artık var ben bu iş için zaman yarattığımı fark ettim. Eskiden 7 saat uyurken artık 4 saat uyuyorum. Eskiden bir kitabı bir haftada bitirirken şimdi 3 günde bitiriyorum. Zihnimin açıldığını, berraklaştığını hissediyorum. Daha cesurum eskiye göre bir düşünsenize sadece bana ait fikirleri ortalık yere bırakıyorum kim okur kim görür düşüncesinden sıyrılıp düşüncelerimi savuruyorum.
Kim ne derse desin ruhumu, fikrimi özgür bırakma şansı verdi bu blog bana işte bu sebeple yaşasın BS : )
Bu yazının amacı neydi ki şimdi ne diye yazdım? Ben bu yazıyı bloguma yazdım. Bana ruhumu, beynimi özgür bırakma imkanı veren bloguma yazdım ona hediye ettim hatta teşekkür ettim.
Haddimi aşarak bir de tavsiyede bulunayım size açın kendinize bir blog özgürce yazın kim okur kim okumaz diye düşünmeden savurun kafanızın içindekileri özgür bırakın sözcüklerinizi alsın götürsün sizi bilmediğiniz zihinlere…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder