12 Kasım 2011 Cumartesi

Konuk Yazar Serhat :)

Bir süre önce karar verdim blogumda konuk yazarlara yer vermeye. İlk konuk yazarlık teklifimide tüm IK bloglarını çok yakından takip eden sanırım birkaç sene sonra (ki bana kalsa asla o kadar beklemesine gerek yok) onunda şahane IK yazıları yazan bir blogger olacağını düşündüğüm sevgili Serhat oldu.

Sağolsun beni kırmadı onca işinin arasında ve o kadar güzel yazıyor olmasına rağmen yazı yazma konusunda ki endişelerine rağmen beni reddetmedi ve blogum için bir yazı yazdı. Bu onun okuduğum ikinci yazısı ilk yazısını Aydan Çağ / Çağın IK için yazmıştı ve editörlüğünü benden rica etmişti. Ama ben ne ilk yazısında ne de bu yazısında tek kelime değiştirmedim. O kadar güzel yazıyor ki asla ama asla ihtiyacı yok. O şu an benden yazısı hakkında ona feedback vermemi bekliyor ama ben onun yerine yazısını doğrudan blogumda yayınlamayı tercih ediyorum.

Bu kocaman yüreği, şahane kalemi, mesleğine olan gönülden bağlılığı için sonsuz teşekkürler. Senin gibilere hepimizin ihtiyacı var Serhat hiç durma hep daha iyiye, daha ileriye bu arada tek yazı ile kurtaramazsın bundan böyle 15 günde bir yeni bir yazı ile blogumun fahri yazarı olarak ilan ediyorum seni buradan. Tekrar teşekkürler, sevgiler... İyiki tanımışım seni. Buyrun Serhat Kahyaoğlu'nun Mutluluk Üzerine isimli yazısı;



                                                  MUTLULUK ÜZERİNE…



  Ailemizde, arkadaşlıklarımızda, aşk yaşamımızda, iç dünyamızda hep en temel şeyi istiyoruz ve tüm çabalarımız aslında hep bu payda üzerinde.
 Evet, MUTLU olmaktan söz ediyorum… Bunun için ailemizle ilişkilerimizi hassaslıklar üzerine kuruyor, arkadaş ilişkilerinde güvenden köprüler oluşturuyor, aşk yaşamında fırtınalardan sonra liman olmuyor muyuz çoğu zaman?  Bireysel olarak bazen bir çikolata imdada yetişiyor bazen keyifli bir müzik… 

Peki ya İŞ YAŞAMINDA MUTLU OLMAK… Bunun için neler yapıyoruz?

 Sanrım üniversite yaşamı dâhil yukarda ki bütün çerçevelerde mutluluk dilimlerimiz üzerine enine boyuna düşünmüş, radikal kararlar almış ve fikirlerimizi ve duygu dünyamızı genişletmek için bir takım şeyler yapmışızdır hepimiz. Ancak kabul edelim hiç birimiz iş yaşamına atılana kadar İŞ YAŞAMINDA MUTLULUK KAVRAMANI DÜŞÜNMEMİŞTİK.                    
  Bende bu vesilesiyle bu zamana kadar düşündüklerimden ve uyguladıklarımdan bahsetmek istiyorum.  




GÜLÜMSEYEREK İŞE BAŞLAYIN. Hayatın her yönünde olduğu gibi iş yaşamında da gülümsemenin önemi çok büyük. O gün içinizde gülümseyecek enerjiyi bulamasanız bile insanlarla gülümseyin çünkü karşı tarafta size gülümsediğinde kendinizde o gün içinde bulamadığınız enerjiyi iş arkadaşınızdan bulacaksınız ve negatif devam edebilecek bir günü güzel bir güne çevirebileceksiniz.

İŞİNİZE KENDİ KİMLİĞİNİZİ VE RENKLE KATIN. Gün içinde kendinizi iyi hissetmeniz için çok geçerli olacaktır. Eğer bir beyaz yaka çalışanı iseniz masanızda sevdiğiniz kişilerin bir fotoğrafı ya da küçük bir akvaryum ile ofisinize renk katabilirsiniz. Eğer mavi yaka çalışanı iseniz belki kişiselleştirecek böylesi somut bir şeye sahip olamayabilirsiniz ancak yaptığınız işte sizin imzanız var ve kendi karakterinizden işinize bir parça katarak yaptığınız işi keyifli bir hale getirebilirsiniz.
   İş yaşamında yapılan beklide en monoton işte bile fark yaratan olmak sizi ve ekibinizi mutlu edecektir.

KENDİNİ TEKRARLAMAMAK İÇİN SÜREKLİ ARAŞTIRIN. İlk başta birey olarak iç dinamiğinizi ayakta tutan en büyük etken olacaktır. Araştırmalar yapmak ve sürekli mesleğinizle ilgili bilgilerinizi güncel tutmak şirkete katma değer sağlarken gelecek içinde bakış açınızı şekillendiren en önemli motivasyon kaynağınız olacaktır. 

İŞ YAŞAMI İLE ÖZEL HAYATI KARIŞTIRMAYIN. Her ne kadar klişe bir tanım gibi gözükse de gerçekten çok önemli. Şunu unutmamalıyız hiç birimizin yaşamı kusursuz değil ve aslında araştıracak olursa bütün LİDERLERİN mesleğinde başarılı konumlara gelmiş kişilerin zor dönemlerden geçtiğine şahit olunabilir.

ÇALIŞIRKEN YAŞANILAN BAŞARISIZLIKLARA HAZIR OLUN Çünkü çalışma hayatında başarılar kadar başarısızlıklarda olacaktır. İş yaşamı yolunda A noktası bizim olduğumuz yer ve B noktası varmak istediğimiz yer ise A ve B noktası arasında dümdüz bir çizgi çekerek kariyer yolu çizilemez! Kuşkusuz bu yolda inişler ve bir takım yükselişler olacaktır hatta bazen yerinde saydığınızı hissedeceksiniz. Eğer yılmayarak yola devam ederseniz aslında yerinde saymayarak yol aldığınızı göreceksiniz.

OLUMSUZ KONUŞMALARDAN VE DEDİKODUDAN UZAK DURUN. Evet, beklide iş yerinde biz çalışanları en çok biz demoralize ediyoruz. Elbette çalıştığımız şirkette sorunlar olabilir ve bizi rahatsız eden bir takım bozukluklar olabilir ancak bu türden olumsuz konuşmalar sorunları çözmediği gibi kendi ve ekibimizin üzerine de kara bulutlar getiriyor. Elbette ki çalışma arkadaşlarımızla bizi ilgilendiren sorunlar üzerine konuşmalıyız. Ancak bunu olabildiğince yapıcı şekilde yapmak hem şirketimiz hem de çalışma ortamımız için önemli.

Kuşkusuz örnekler çoğaltılabilir. Bu yazıma benzer açıkçası birçok yazı ile karşılaştım internet ortamında ancak işsizlik ve işinden memnun olmayan insanların yüzdesi gün geçtikçe artarken bende kendim için uyguladığım yöntemleri paylaşmak istedim.
Bir sonraki yazımı da bu vesile ile İŞVEREN VE YÖNETİCİLER ÇALIŞAN MUTLULUĞU İÇİN NELER YAPABİLİR olarak belirledim. Bol örnekli küçük bütçeli mutluluklar üzerine benimle birlikte düşünürseniz çok mutlu olurum  









   
   







1 yorum:

  1. Hayatta cok farkli dönemecler vardir ve bu yolda öyle insanlar cikarki icinizdeki butun iyilikleri atesler bir icten yaklasimiyla...Benim rol model olarak aldigim bir insanin benim icin yazdiklarini okumak (karin agrisiyla yorumunu beklerke üstelik) beni cok mutlu etti:)

    Desteğiniz meslek sevginiz destekvveren tavrınız icin cok ama cok teşekkürler:)

    YanıtlaSil