26 Mayıs 2011 Perşembe

Özgür Perşembe

Bu sabah pırıl pırıl güneş ışığı telefonun alarmından önce uyandırdı beni... böyle uyanmak güzel kendiliğinden zorlama baskı olmadan içgüdülerinle isteyerek dileyerek uyanmak güzel.
Kalktım hazırlanıp ofise geldim her zaman ki gibi laptopumu açtım önce maillere sonra gazetelere sonrada sıkı sıkıya takip ettiğim forumlara bir göz attım. Şimdi de çiçeği burnunda blogumla başbaşayım... Dün gece 23:30 civarında terk edebildim ofisi Ar-Ge ve Grafik Tasarım departmanında ki hummalı çalışmaya kayıtsız kalamadım eşlik ettim onlara ama sanki şimdi hafiften bir başım ağrıyor bu ağrıda yoldaş olarak Apranax Forte yerine Wolfrang Amadeus Mozart'ın Allegro Assai'sini seçtim hem ruha hem kalbe hem beyne ilaç üstelik böbreklerde birikmiyor... :)
Evet bu kadar giriş cümlesi sanırım kafi aslında bu giriş seramonisinin bir amacı var hemen oraya doğru çekmeye başlıyorum kürekleri sanmayın ki uzaklaştım İnsan Kaynaklarından bu mümkün değil benim hayatım bu...
Dün akşam ofiste çalışırken şöyle bir baktım çalışma arkadaşlarıma kendi kendime tahlil etmeye ufak çözümlemeler yapmaya çalıştım. Saat 22:30 sularıydı aslında henüz net kararlar verilmemişti herkesin kafası karışıktı süre çok azdı biri görsel seçiyor biri stüdyo kurdu fotoğraf çekiyor biri ekibe kahve yapıyor diğeri hazırladığı görselleri kaybetmiş deli gibi onları arıyor... Karşıdan bakınca çılgın gibi harıl harıl çalışan bir gurup ama yüzler gülüyor insanların suratında yorgunluktan eser yok huzur ve mutluluk meltemleri esiyor kocaman dikdörtgen masanın etrafında herkes gülüyor negatif dalgalar yok tepemizde... Saat hızla 23'e doğru ilerliyor sabahın 8 inden beri çalışan insanlar neden hala ve nasıl hala gülebiliyor ki???
İnsanlar özgür ve baskı altında olmadıkları için gülebiliyorlar fikirler havada uçuşurken mentör kızgın kızgın ortada elinde dökümanlarla gezinmiyor. Herkes fikrini söylüyor bu fikirler dinleniyor mantık ve iyi niyet çerçevesinde değerlendiriliyor umutsuzluk yok özgür duygular masmavi göklere yükselen özgür fikirler var.
İnsanlar konuşmaktan korkmuyor sözlerini yutmuyor yorulmuyor mutsuz olmuyor önemsendiğini hissediyor daha da çok araştırıyor daha da çok çalışıyor... Ve ben bir kez daha anlıyorum ki İNSANLAR ANCAK ÖZGÜR OLDUKLARI ZAMAN KENDİLERİ OLABİLİYORLAR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder